18 Temmuz 2018 Çarşamba

DERTLİK #1

Gitmek istediğin bir yer olmayınca ne kadar yürüsen de yorulsan da bitmiyor yol. Varılmıyor bir türlü. Kavuşulmuyor hiç; hiç bitmiyor çünkü özlemek.

2 km boyunca yürüyüp kimse ona gülmediği için intihar eden adam haklı mıydı? İnsanın bir gülümsemeyle hayata tutunacak kadar sevgiye umuda muhtaç kalması…

Daim kırık parçalarımız var içimizde. Hayat da o çatlaklara rağmen ayakta durabilmekti galiba. Yıkılsan da, hatta eksilsen de. Her şeye rağmendi hayat. Ben yere düşünce ölmeyi düşledim sadece. Bundan daim yıkık daim kırık, bundan sönmeyen efkar. Galiba? Peki hemen pes edişim niye? Tutunacak bir dal bulamamak neden?

Ne olurdu ah keşke ben de umursamaz olsaydım. İnsanların fark etmediği şeyleri bile dert etmeseydim. Burkulmasaydı kalbim bu kadar çok. Ne olurdu ben de normal olsaydım. İncinmeseydim eksik kalan cümlelerde. Birisi gelip de gerçekten nasılsın diye sorduğunda –şanslı bir anımda- hemen titremeseydi sesim; söz konusu ben olunca.

Uyuyorum günlerdir. Uyuyorum uyanıyorum. Bir gece bir gündüz ama hep karanlık odamda. Yaşıyorum bir başıma yalnız; ama özgür değilim. Yalnızlık deyince aklıma küçüklüğüm geliyor. Ev içinde kendime bir ev kuruşlarım; yalnız krallığım. -Nasıl bir çağa denk gelmiştim o insanların hayatında bilmiyorum - şimdi sığınacağım bir ev arıyorum.

Yalnızlık. 
Hakkında çok şey söyleyebilirim ama ona sessizlik yakışıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder